bilgi sahibi

bilgi sahibi
agahdar

Türk-Kürt Sözlük. 2013.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • sahip — is., bi, Ar. ṣāḥib 1) Herhangi bir şey üstünde mülkiyeti olan, onu yasaya uygun bir biçimde dilediği gibi kullanabilen kimse, iye, malik Ev sahibinin yanına gidileceğini tavrıyla belli ediyordu. R. H. Karay 2) Herhangi bir niteliği olan kimse,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • berâyı malûmât — [ تﺎﻡﻮﻠﻌﻡ یاﺮﺑ ] bilgi edinmek için, bilgi vermek için, bilgi sahibi olmak için …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • ansiklopedik — sf., ği, Fr. encyclopédique 1) Ansiklopedi ile ilgili 2) mec. Her konuda biraz bilgi sahibi olan (kimse) Birleşik Sözler ansiklopedik bilgi ansiklopedik sözlük …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • öğretmek — i, e 1) Bir kimseye bir konuda bilgi ve beceri kazandırmak Böyle görünmesini öğretmişler, sağlam bir terbiye almış. R. H. Karay 2) Yetenek kazandırmak 3) Bilinmeyen bir konuda bilgi sahibi olmasını sağlamak Bir şeyi bir adama öğretmek için… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başvurmak — e 1) Bir işin yapılması için bir kimsenin aracılığını istemek 2) Bir şeye yararlanmak amacıyla el atmak 3) Bilgi sahibi olmak için bir kaynağı kullanmak, müracaat etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başvuru — is. 1) Başvurma işi, müracaat 2) Bilgi sahibi olmak için bir kaynağı kullanma, bilgiye ulaşma, referans Başvuru kitapları …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bilgilendirmek — i Bir konuda bilgi sahibi olmasını sağlamak, haberdar etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bilgilenmek — nsz Bilgi sahibi olmak, öğrenmek O izahat veriyor, biz bilgileniyoruz. H. F. Ozansoy …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bilgili — sf. 1) Bilgi sahibi olan, malumatlı, haberli Ama, iyiler, bilgililer, yetenekliler nerede idi? T. Buğra 2) zf. Bilerek Her konuda rahat, bilgili konuşurdu kalemi. Y. Z. Ortaç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bilgisiz — sf. 1) Bilgi sahibi olmayan, bilisiz, malumatsız, cahil 2) Aymaz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • meraklı — sf. 1) Her şeyi anlamak ve bilmek isteyen, mütecessis Büyük kapının önünde binlerce meraklı birikmişti. H. Taner 2) Bir şeye çok düşkün olan, sürekli onunla uğraşan Sedef ve gümüş kakmalı bıçaklara, revolverlere meraklıydı. Y. K. Beyatlı 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”